Siz beni anlayamazsınız dedi. Beni
bundan yüz sene sonra yaşayanlar anlar ancak. Tek savunması buydu. Bu olacaktı.
Son nefesini verirken beni anlayamadılar dedi.
Yüz sene sonrakiler anlayacak. Anlamadı kimse. Ne yüz sene sonra
yaşayanlar, ne o akşam orada oturup birasını ziftlenenler. Onun anlatacak bir
keşfedilme hikayesi olmayacaktı. İnşaatın dibinde sıçış pozisyonunda oturup
içli türküler çığırınca meşhur olma devri kapanalı bi yirmi yıl sonraydı
takriben onun en verimli çağları. En verimli çağlarında bir veremli gibi
dışlanmak koymuştu belki de kim bilir… Hem de verem, hem de bu çağda…
Eskiden altını çizerdik dedi
okuduğumuz kitapların. Şimdi hemen feysbukta paylaşıyor piçler. Hatta feysbukta paylaşmak için okuyor it oğlu
itler. Hatta ve hatta okumuş gibi yapıyor yavşağın doğurdukları.Ey feysbuk
şairleri, yazarları, marjinalleri birleşin! Birleşin ki hepinizi aynı anda
katledebileyim. Bir bok yiyebileceğinden değildi elbet. Hepi topu iki bira
parası vardı cebinde. Hoş parası olsa da götü yoktu. Parası olsa bunlarla
uğraşmazdı zaten. Hikayesi de iki paragraf kadardı.